Son Dakika
Yaklaşık 862 yurdumuzda gençlerimize barınma hizmeti sağlıyoruz
Published
3 saat agoon
By
admin
Bakan Bak, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Spor Dostu Kampüs” sertifika takdim töreninde yaptığı konuşmada, üniversitelerin hareketlenmesi ve enerji dolu olmasının kendilerini gururlandırdığını söyledi.
Sporun iyileştirici ve birleştirici gücüne değinen Bak, akademisyenlerin ders verdikleri öğrencilerle birlikte çeşitli spor aktiviteleri yapmalarının, gençliğin dinamizmini yakalama açısından önemli olduğunu vurguladı.
Bak, Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde, devrim niteliğinde yatırımlar gerçekleştirdiklerine işaret ederek, “Türkiye çapında yaptığımız stadyumlar, kapalı spor salonları, yüzme havuzları ve bunun paralelindeki pistlerle beraber inanılmaz bir tesis devrimi var. Bu tesislerin çerçevesinde de Türkiye’de spor lisans sayısı artışı, uluslararası organizasyonlardaki katılımlar ve başarılar, bunlar çok çok kıymetli.” ifadesini kullandı.
“Türkiye bu yönüyle inanılmaz bir sıçrama içerisinde”
Türkiye’deki federasyonların uluslararası organizasyonları başarıyla gerçekleştirdiğini dile getiren Bak, şöyle devam etti:
“2032 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı İtalya ile beraber biz organize edeceğiz. Şampiyonlar Ligi finali organize ettik. Yine önümüzdeki yıl UEFA Ligi finali İstanbul’da olacak. 2027 Konferans Ligi finali Türkiye’de olacak. Pek çok uluslararası organizasyonunun katılımı Türkiye’de gerçekleşecek. Türkiye bu yönüyle inanılmaz bir sıçrama içerisinde. Üniversitelerimizin de buna eşlik etmesini istiyoruz. Biz de Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak üniversitelerin içerisindeyiz. Üniversitede genç ofisimiz var. Onlara neler yaptığımızı anlatıyoruz, onlarla çok iyi diyalog içerisindeyiz. Bu noktada rektörlerimiz bize alan açıyorlar. Çok güzel bir süreç var. Bu süreç içerisinde de inanılmaz bir sinerji oluştu. Gençlerimizle o diyaloğumuz giderek artıyor. “
Osman Aşkın Bak, Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) ile üniversitedeki öğrencilerin kurdukları gruplara destek verdiklerine değinerek, “Bu süreç gerçekten çok başarılı gidiyor. Bu süreçte bize yapılan 5 bin başvurunun 3 bin 400 tanesine destek verdik. Bunlara yaklaşık 300 milyon liraya yakın destek verdik. Gençler kulüpleri ile geliyorlar, yapacakları işleri anlatıyorlar ve inanılmaz bir sinerji oluştu. Onlarla yaptığımız toplantılarda, katıldığımız üniversite etkinliklerinde bunları görüyoruz.” bilgisini paylaştı.
“12 milyona yakın gencimize yüzme öğrettik”
Sporun, yaşamın bir parçası olduğuna işaret eden Bak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üniversite okurken, üniversitede akademisyenlik yaparken, siyaset süreci içerisinde sporla iç içe bulunduk. Milli Eğitim Bakanlığımız ile yaptığımız proje çerçevesinde yetenek taramasından tutun da ‘yüzme bilmeyen kalmasın’ kampanyasına kadar ciddi yatırımlarımız var. Bu zamana kadar 12 milyona yakın gencimize yüzme öğrettik. İnanılmaz bir tempo, inanılmaz bir yaklaşım, inanılmaz bir enerji var. “
Üniversitelerin spor içerisinde yaptıkları aktiviteler ile çok daha aktif olmasını istediklerini vurgulayan Bak, “Rekabet istiyoruz. Bu rekabeti, bu heyecanı istiyoruz kampüslerde. Gençlerimizin buna katılmasını istiyoruz. Yine üniversitelere desteklerimiz artarak devam ediyor. Biz üniversitedeki gençlerimizin, yöneticilerimizin, idarecilerimizin spor içerisinde olmasını istiyoruz. Spor bir yaşam tarzı. Sporu içimize kadar hissetmemiz lazım. Bu gençlerin sporu içine kadar hissetmelerini sağlamamız lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
Bak, bakanlık olarak Spor Toto’nun desteğiyle üniversitelerdeki eksiklikleri gidermeye çalıştıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Gençlerimizin bu işleri yapması bizim için çok kıymetli. Spor dostu üniversite kampüsü çok önemli. Gençlerimizin bu dinamiğini yakalamamız gerekiyor. Biz gençlerimizle beraberiz. Yurt hizmetleri ile barınma hizmetleriyle yaklaşık 862 yurdumuzda 992 bin yatak kapasitesi ile beraber gençlerimize barınma hizmeti sağlıyoruz. Gençlerimize sabah kahvaltısı ve akşam yemeği ücretsiz veriyoruz. Onlarla beraberiz, burs veriyoruz. Yaklaşık 600 bin öğrencimize burs, 800 bine yakın öğrencimize kredi veriyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gençlerimize çok büyük yatırımlar yapılıyor.”
Üniversitelerde bilim, sanat ve sporda üstün başarılar istediklerini aktaran Bak, “Burada rektörlerimize ve hocalarımıza görev düşüyor. Herkes bu noktada daha aktif bir şekilde çalışmalı. Üniversitelerdeki bu aktivitenin artması lazım. Şimdi bizi bir tehlike bekliyor. Obezite gerçeğini unutmamamız lazım. O yüzden bütün toplumu hareket ettirmemiz lazım. Bunun en önemli yerlerinden bir tanesi de üniversitedeki hocalarımız, akademisyenlerin çizdiği vizyon çerçevesinde spor kulüplerimizle beraber bu aktifliği arttırmamız lazım. Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak bu projenin arkasındayız, destekçisiyiz.” diye konuştu.
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ise bir süre önce 19 Mayıs Üniversitesi’nde Spor Dostu Kampüs Projesi’ni başlattıklarını hatırlattı.
Özvar, Spor Dostu Kampüs unvanını almaya hak kazanan üniversiteleri kamuoyuna ilan etmenin mutluluğunu yaşadıklarını kaydederek, “Sporun eğitsel değeri sadece fiziksel güçlenme ile sınırlı değildir. Spor karar alma, disiplin, takım çalışması, zaman yönetimi, liderlik ve krizle başa çıkma gibi hayati becerilerin de kazanıldığı bir eğitim sahasıdır. Bu nedenle üniversitelerimizin spor altyapılarını geliştirmeleri, gençlerimizin hayata hazırlık süreçlerini güçlendirmektedir.” ifadesini kullandı.
Sporun eğitsel unsur olarak tüm yükseköğretim sisteminde daha görünür hale gelmesini hedeflediklerini vurgulayan Özvar, şunları dile getirdi:
“Küresel düzeyde hızla yayılan dijitalleşme, hareketsizlik, ekran bağımlılığı ve sosyal yalnızlık gibi yeni nesil tehditler, genç nüfusun fiziksel ve zihinsel sağlığını doğrudan etkilemektedir. Yapılan araştırmalar üniversite öğrencilerinin yüzde 83’ünün sedanter yani hareketsiz yaşam tarzı benimsediğini ortaya koymaktadır. Bu veriler, yükseköğretim kurumlarının, gençlerin yaşam alışkanlıklarını olumlu yönde geliştirme sorumluluğunu açıkça ortaya koyması bakımından fevkalade önemlidir.”
48 kampüse “Spor Dostu Kampüs” unvanı
Erol Özvar, 98 kampüsün Spor Dostu Kampüs unvanını alabilmesi için başvuru yapıldığına işaret ederek, “Ön değerlendirmeyi geçen 66 üniversitenin toplam 77 kampüsü Spor Bilimleri ile Beslenme ve Diyetetik bölümlerinde görev yapan 57 akademisyenden oluşan bağımsız bir panel tarafından detaylı bir şekilde incelenmiş ve puanlanmış. Yapılan değerlendirme sonucunda, belirlenen kriterleri başarıyla karşılayan 47 üniversitemizin toplam 48 kampüsü Spor Dostu Kampüs unvanını almaya hak kazanmıştır.” bilgisini verdi.
Özvar, Spor Dostu Kampüs unvanının yalnızca bir ödül olmadığına dikkati çekerek, “Sistemli bir kalite güvence sürecinin ve sürdürülebilir bir spor kültürünün ürünüdür. Sürdürülebilirliği sağlamak adına, değerlendirmeler üç yıl geçerli olacak ve üniversiteler bu süre zarfında her yıl gelişim raporu sunmakla yükümlü olacaklardır. Temennimiz odur ki üniversitelerimizde atılan bu adımlar sadece kampüs sınırları içinde kalmasın. Spor Dostu Kampüs Projesi, toplumun tüm kesimlerinde yaygınlaşacak bir spor kültürünün başlangıç noktası olsun.” değerlendirmesinde bulundu.
“Spor sahasında da çok ciddi mesafe alındı”
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, spordan gelen siyasetçi bir lider olması nedeniyle Türkiye’de son 20 yılı aşkın süreçte spor altyapısında çok ciddi ilerlemeler sağlandığını vurguladı.
Türkiye’nin dünya çapında birçok uluslararası müsabakaya başarıyla ev sahipliği yaptığını ve spor alanındaki rüşdünü ispat ettiğini belirten Erdoğan, “Türkiye’deki bu altyapı güçlenmesi sadece yoldan, sadece köprüden, toplu konuttan, hastaneden okuldan ibaret değil, gerçekten spor sahasında da çok ciddi mesafe alındı.” dedi.
Bilal Erdoğan, 2015 yılında kurdukları Dünya Etnospor Birliği’nin, Türkiye’de geleneksel sporların güçlenmesiyle ilgili çalışmalar yaptığını anımsatarak, “Biz burada da gerçekten ciddi anlamda geleneksel sporlara halkımızın sarıldığını gördük. Yani yağlı güreşte, cirit sporunda mevcut tabanda ciddi bir teveccüh vardı. Şimdi geleneksel okçuluk ve onun uzantısı olan olimpik okçulukta da lisanslı sporcu sayısında beş katı aşan bir büyüme olduğunu gördük.” diye konuştu.
2019 yılında kurulan Geleneksel Türk Okçuluk Federasyonu’nun, lisanslaşma ve kulüp sayısı anlamında son 6 yılın en hızlı büyüyen federasyonu olduğuna işaret eden Erdoğan, “Dolayısıyla inanıyorum ki geleneksel sporların da güçlenmesi spora mesafeli olan kesimlerin, sporla yeniden ilişki kurması için bir fırsat sunmuş oluyor.” ifadesini kullandı.
İlgili
You may like
-
BM, yaklaşık 1,9 milyon yerinden edilmiş Suriyelinin geri döndüğünü bildirdi
-
DSÖ’ye göre Gazze’de yaklaşık 71 bin çocuk akut yetersiz beslenme tehlikesiyle karşı karşıya
-
Soykırımcı İsrail’in Gazze’ye saldırılarında yaklaşık 1500 kişi görme yetisini kaybetti
-
Soykırımcı İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılarda yaklaşık 1500 kişi görme yetisini kaybetti
-
Suriye’de yaklaşık 16 milyon kişi acil insani sağlık desteğine ihtiyaç duyuyor
-
“İlk Öğretmenim Ailem Mobil Uygulaması”nı yaklaşık 8 bin 500 aile kullanıyor