Connect with us

Son Dakika

“Sağlıkta Teknolojik İstiklal” çalıştayı yapıldı

Published

on



Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda düzenlenen “Sağlıkta Teknolojik İstiklal” konulu çalıştay kapsamındaki toplantıda konuşan Erdoğan, 2017 yılında başlatılan, 2019, 2021 ve 2023’te gerçekleştirilen İlim Yayma Ödülleri’nin dördüncüsünün hazırlıklarının sürdüğünü söyledi.


Bu süreçte aynı zamanda ödülün topluma ve insanlığa fayda sağlayacak şekilde gelişmesini hedefleyen çalışmaları da yürüttüklerini, bu kapsamda çalıştayın önemli bir dönüm noktası olduğunu dile getiren Erdoğan, “Burada hem değerli ödül sahibi hocalarımızı İlim Yayma (Vakfının) yüksek lisans ve doktora kursiyerleriyle bir araya getirdik hem basın mensuplarıyla bir araya getirmiş olduk. Yaptıkları çalışmaları, araştırmaları daha geniş kitlelere ulaştırmak için bu çalışmaları yapıyoruz. Elbette İlim Yayma Ödülleri’nin önümüzdeki yıllardaki gelişiminin ne istikamette olması gerektiğinin istişarelerini yapıyoruz” diye konuştu.


Bilal Erdoğan, bu çerçevede ilk kez kamuoyuyla paylaşacakları bildirgeyi hazırladıklarını aktararak, şunları kaydetti:


“Ödül sahibi hocalarımızın her yıl hiç olmazsa bir kere bir araya gelip belli bir konu çerçevesinde kamuoyuna kanaatlerini paylaşmasını arzu ediyoruz. Çünkü Türkiye’de bilim insanlarının, bilim çevrelerinin kamuoyunun geniş kitleleriyle sağlıklı iletişim kuramaması realitesiyle karşı karşıyayız. Bilim insanlarının buna çok zamanı da olmaması elbette bir vaka. Toplumun da bilim insanlarının neler yaptığından haberdar olmadığını biliyoruz. Hem karar yapıcıları yönlendirmek, beslemek hem kamuoyunu bilim dünyasının serencamıyla ilgili bilgilendirmek açısından her yıl bu tür bir çalışma sonucunda ödül sahibi hocalarımızın kamuoyuyla iletişim kurmasını, bir bildiri etrafında paylaşım yapmasını arzu ediyoruz. Bu doğrultuda bu sene ilk çalışmayı gerçekleştirmiş olduk. Hem tespitleri hem somut önerileri ihtiva eden bir çalışma. Biz de inşallah bu çalışmayı sizlerle paylaştıktan sonra ilgili karar yapıcılara da bizzat iletmek suretiyle bunların takipçisi olacağımızı onlara izah edeceğiz.”

"Sağlıkta Teknolojik İstiklal" çalıştayı yapıldı


İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün ise ödüllerin somut çıktılar hedefleyen bir vizyonla başladığını söyledi.


Tülün, Türkiye’nin teknolojik gelişmelerle küresel düzeyde daha güçlü bir konuma yükseleceğine inandığını dile getirdi.


“Türkiye, bölgesel bir sağlık üssü olma konumuna gelmiştir”


Çalıştayın sonunda, 2019 yılındaki İlim Yayma Ödülleri’nde “Büyük Ödül”e layık görülen Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fikrettin Şahin tarafından bildirge okundu.


Toplam 9 bilim insanı tarafından imzalanan bildirgede, sağlık sektörünün ülkelerin stratejik bağımsızlığı ve gelişmişlik düzeyleri açısından belirleyici bir alan olduğu belirtilerek, güçlü bir sağlık sisteminin sadece toplumsal refahın değil, aynı zamanda ulusal güvenlik ve ekonomik kalkınmanın da vazgeçilmez unsuru olduğu kaydedildi.


Türkiye’nin son yıllarda sağlıkta önemli bir ilerleme kaydettiği aktarılan bildirgede, “Türkiye, son yıllarda sağlık sektöründe kaydettiği önemli ilerlemelerle bölgesel bir sağlık üssü olma konumuna gelmiştir. Yüksek kaliteli hastane altyapısı ve yetişmiş insan kaynağıyla sağlık turizminde uluslararası rekabet gücünü artırmış, dünya genelinde tercih edilen bir destinasyon haline gelmiştir” ifadeleri kullanıldı.


Bildirgede, sağlık teknolojilerinde tüm bu gelişmelere rağmen “tıbbi cihazlar, ilaç, ilaç ham maddeleri, biyoteknolojik ürünler ve dijital sağlık teknolojileri gibi birçok kritik alanda dışa bağımlılığın halen devam ettiği, bu bağımlılığın Türkiye’nin sağlık sisteminin dayanıklılığını ve küresel liderlik iddiasını zayıflattığı, sürdürülebilir büyüme ve inovasyon temelli bir sağlık ekosisteminin inşasını zorunlu kıldığı” değerlendirmelerine yer verildi.


Yerli ve milli sağlık teknolojilerinin güçlendirilmesi gerektiği vurgulanan bildirgede, “Güçlü ve bağımsız bir sağlık sektörü tesis edilmeden küresel ölçekte lider ülke olma hedefine ulaşmak mümkün değildir. Bu bildirge, Türkiye’nin sağlık alanında lider ülke olabilmesi için kritik öneme sahip yerli ve milli üretim kapasitesinin güçlendirilmesini, dışa bağımlılığının azaltılmasını ve sürdürülebilir sağlık ekosisteminin inşasını hedefleyen politika ve strateji önerilerini ortaya koymak amacıyla hazırlanmıştır” ifadelerine yer verildi.


Bildirgede, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde 2018 yılında kurulan çalışma gruplarıyla sağlık alanında yerli ve milli üretimi destekleyen yol haritalarının oluşturulduğu, Türkiye Sağlık Vadisi’nin kurulmasının da bu sürecin devamı niteliğinde olduğu anlatıldı.


Türkiye Sağlık Vadisi’nin ülkenin sağlık alanında milli teknoloji ve üretim kapasitesini güçlendirme hedefi doğrultusunda stratejik bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğine işaret edilen bildirgede, 2023 verilerine göre, Türkiye’nin ilaç pazarının 10,3 milyar dolara ulaştığı, tüketimin yüzde 55’inin ithal ürünlerden karşılandığı, biyoteknolojik ilaçların pazar payının ise yüzde 16 civarında olduğu aktarıldı.


Tıbbi cihaz pazarının büyüklüğünün yaklaşık 2,5 milyar dolar, yerli üretim oranının ise yüzde 20’nin altında olduğundan bahsedilen bildirgede, ülkede 90’dan fazla ilaç üretim tesisi bulunsa da yenilikçi ürünlerde kapasitenin sınırlı olduğu vurgulandı.


“Sağlık Sanayi Başkanlığının kurulmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz”


Bildirgede öne çıkan politika önerileri ise şöyle sıralandı:


“Bu değerlendirmeler doğrultusunda Sağlık Sanayi Başkanlığının kurulmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’de ilaç, aşı, biyoteknolojik ürün ve tıbbi cihaz sektörlerinden kurumlar arası koordinasyonu sağlayacak bağımsız bir yapı kurulmalıdır. AR-GE ve inovasyon güçlendirilmelidir. AR-GE harcamaları artırılmalı, üniversite-sanayi işbirliklerinin teşvik edilmesi gerekmektedir. Stratejik ürünlerimizin yerlileştirilmesi gerekmektedir. Ruhsatlama süreçleri iyileştirilmelidir. Bu anlamda ruhsatlanma süreçleri hızlandırılmalı ve uluslararası uyum artırılmalıdır. Finansman ve teşvikler güçlendirilmelidir. Risk sermayesi ve kamu destekleri artırılmalıdır. İnsan kaynağı ve dijital sağlık yatırımları artırılmalıdır. Özellikle yapay zeka, biyoteknoloji ve robotik teknolojilerde yatırım yapılmalıdır. Sonuç olarak Türkiye’nin sağlık sektöründe dışa bağımlılığını azaltarak tam bağımsız bir lider ülke haline gelebilmesi ancak kapsamlı bir stratejik dönüşümle mümkündür. Bu dönüşüm güçlü bir AR-GE altyapısı, yerli üretimin desteklenmesi, etkin finansman modelleri ve küresel pazarda rekabet avantajı sağlayacak stratejilerle gerçekleştirilmelidir. Bu bildirge tüm karar vericiler, sektör paydaşları ve Türkiye’nin sağlıkta lider ülke olma hedefi etrafında birleşmeye davet edilmektedir.”



Kaynak TRT

Copyright © 2025 Son Dakika Haber