
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Mekke Din Hizmetleri Ataşeliğinde düzenlenen 2025 Yılı Hac Organizasyonu’na ilişkin basın toplantısında, Kur’an-ı Kerim’in gelişine şahit olan topraklarda bulunduklarını, Mekke’nin Allah’ın fazlı, keremi, ihsanı ve ikramıyla bereketlenen bir şehir olduğunu belirtti.
İslam’ın tebliğinin Mekke’de başladığını, tarihin akışının burada istikamet bulduğunu ve insanlığın talihinin burada değiştiğini dile getiren Erbaş, “Risaletin ilk 13 yılına sahne olan bu topraklar, Mekke’den Medine’ye, Medine’den medeniyete giden ve bir asır içinde de Orta Asya’yı Endülüs’e bağlayan ilim, irfan ve hikmet yolunun hareket noktası olmuştur.” dedi.
“Hac, bir öze dönüş fırsatıdır”
Allah’ın insanları Mekke’ye hac ibadetine davet ettiğini anlatan Erbaş, şöyle devam etti:
“Bu davet, sadece bir mekana, bir şehre, bir beldeye yapılan davet değildir. Bu davetin en temel amacı, insanları hakikatle buluşturmaktır. Bu manada hac, bir öze dönüş fırsatıdır. Bir arınma, yenilenme iklimidir. Alemlerin Rabb’ine yönelerek samimi tövbe, dua ve yakarışlarla ilahi affa mazhar olma, azim ve kararlılıkla kendine, özüne varma yolculuğudur. Hac, ümmet bilincini pekiştiren evrensel bir kardeşlik buluşmasıdır. Her yıl Mekke-i Mükerreme’de, Arafat’ta buluşan Müslümanlar, bütün farklılıkları ortak bir paydada buluşturan İslam kardeşliğini tüm dünyaya ilan etmektedir. Dolayısıyla hac, Müslüman hayatının temel ilkelerini bünyesinde toplayan, birçok hikmeti içinde barındıran ve sayısız güzelliklere vesile olan bir ibadettir.”
Erbaş, İslam’ın, düşünce ve ahlakının bireysel, toplumsal ve evrensel düzeyde resmedildiği muazzam bir tablo olduğunu vurguladı.
Hac yolculuğunu bir eğitim süreci olarak da nitelendiren Erbaş, ihram, tavaf, safa, merve, say, vakfe, şeytan taşlama gibi birçok şeair, sembol ile öne çıkan hac ibadetinde, her şeairin, her sembolün ifade ettiği büyük manalar bulunduğunu kaydetti.
Haccın, bu semboller üzerinden varoluşun hikmetini, yaratılışın gayesini, kulluk bilincini, insani değerleri, güzel ahlakı öğrettiğini dile getiren Erbaş, haccın aklı ve kalbi arındırarak hayatı imar ve inşa etme şuuru kazandırdığını söyledi.
Haccın bir diriliş olduğunun altını çizen Erbaş, “Vahyin rehberliğinde iman ile diriliştir. Sünnetin rehberliğinde güzel ahlak ile diriliştir. Bu bilgi ve bilinç ile yapılan hac, elbette hayata çok kıymetli değerler kazandıracak, ahiretteki karşılığı ise cennet olacaktır, inşallah. Çünkü Peygamber Efendimiz ‘Mebrur bir haccın karşılığı cennettir.’ buyurmaktadır.” diye konuştu.
“Müslümanlar olarak vahdet şuurunu güçlendirmeye ihtiyacımız var”
Erbaş, zor bir çağa şahitlik edildiğini belirterek, bireysel bunalımların, toplumsal krizlerin, küresel musibetlerin kuşattığı bir hayatın içinden geçildiğini anlattı.
Şu anda insanlığı içine düştüğü bunalımlardan kurtaracak ahlak ve değerlerin neşet ettiği topraklarda bulunduklarına işaret eden Erbaş, bu topraklarda Hz. Muhammed’in tüm insanlığı cehalet ve kötülükten koruyacak büyük bir ahlak ve medeniyet inşa ettiğini hatırlattı.
Şimdi tüm Müslümanların bu evrensel değerleri yeniden insanlığa takdim etmek zorunda olduğunu vurgulayan Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün Müslümanlar olarak vahdet şuurunu güçlendirmeye ihtiyacımız var. Yani Müslümanlar birlik ve beraberlik içinde feraset ve dirayetle hareket etmek, imkanlarını birleştirmek ve küresel düzeyde güçlü inisiyatifler almak zorunda. Dünyanın her yerindeki mazlumların yüzünün gülmesi için buna mecburuz. Çevresel felaketlerden insani dramlara kadar yeryüzünü kuşatan küresel sorunların çözümü için buna mecburuz. İslam’ın adalet ve merhamet ilkeleriyle insanlığı buluşturmak ve bunalımlar çağından umuda, sevince ve aydınlık yarınlara güçlü bir yol açmak için buna mecburuz. Tüm Müslümanlar olarak birlik ve beraberlik içerisinde dünya mazlumlarının yanında zalimlerin karşısında olmak için buna mecburuz. Bizler kötülüklerin önüne geçmek, tüm insanlığın iyiliğini ve huzurunu temin etmek için daha çok çalışmaya mecburuz. Bu şuurun evrensel düzeyde güçlenmesi için hac büyük bir imkandır. Hac, müzminlerin her zaman ve her yerde güçlerini birleştirerek kötülükleri ortadan kaldırmak, zalimlerin, işgalcilerin zulmünü, işgalini ortadan kaldırmak için güçlerini birleştirmek gerektiğinin bir sembolüdür.”
“Mekke ve Medine’de 4 bin 91 kişilik ekiple hacılara hizmet ediyoruz”
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, haccın zorlukları olan meşakkatli bir ibadet olduğunu belirterek, vatandaşların, her yönüyle en güzel şekilde hac ibadetini yerine getirmeleri için azami gayret gösterdiklerini bildirdi.
İrşat, sağlık, servis başta olmak üzere birçok alanda büyük bir organizasyon yönettiklerini aktaran Erbaş, hac ibadetini bir eğitim ve irşat sürecine dönüştürmek istediklerini söyledi.
Bu amaçla en yetkin hocalardan oluşan 71 kişilik özel bir irşat ekibi, 418 kadın irşat görevlisi, 392 kafile başkanı ve 1840 din görevlisiyle irşat faaliyeti yürüttüklerini belirten Erbaş, şunları kaydetti:
“Bu sene 84 bin 942 vatandaşımız hac ibadeti için kutsal topraklara geliyor. Bu sayının yüzde 51,5’i kadın, yüzde 48,5’i erkeklerden oluşuyor. Bugün itibarıyla hacı adaylarımızın büyük çoğunluğu Mekke’ye intikal etti. Birkaç gün içerisinde tüm hacı adaylarımız kutsal topraklara gelmiş olacak inşallah. Bu sene hacca gelen vatandaşlarımızın yaş ortalaması 60. Şu ana kadar hac için kutsal topraklarda bulunan 8 vatandaşımız vefat etmiştir. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına Rabb’imizden sabrıcemil niyaz ediyorum.”
Arafat için hazırlıkları tamamladıklarını dile getiren Erbaş, Arafat çadırlarını klima ve halılarıyla donanımlı şekilde inşa ettiklerini belirtti.
Arafat’a seyyar hastane de kurduklarını söyleyen Erbaş, yürüyemeyecek kadar hasta ve yaşlı hacıların intikallerini tamamen araçla sağladıklarını kaydetti.
Erbaş, vatandaşların hac ibadetini en güzel şekilde yerine getirmesi noktasında Suudi Arabistan Hac Bakanlığıyla çok iyi bir işbirliklerinin bulunduğunu ifade ederek, yetkililere teşekkür etti.
Toplantıya Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Kadir Dinç ve Selim Argun, Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü ve Hac İdare Merkezi Başkanı Remzi Bircan da katıldı.
“359 bin 359 vatandaş kurbanlarını bize emanet etmiş”
Suudi Arabistan hükümetinin hac ibadeti için aldığı tedbirlere değinen Erbaş, tedbirlerle ilgili şartların Suudi Arabistan yönetimince geçen seneki hacdan sonra bütün ülkelere gönderildiğini, kendilerinin de bunu kamuoyu ile paylaştıklarını belirtti.
Hac ibadeti için sıkı tedbirler alındığını gördüklerini dile getiren Erbaş, bu tür tedbirlerin hac organizasyonunun kolaylaşmasına ve organizasyonun bozulmasına sebep olacak birtakım sıkıntıların ortadan kaldırılmasına yönelik olduğunu kaydetti.
Hac ibadeti sırasında vekaletle kurban kesimiyle ilgili soruları da yanıtlayan Erbaş, “Hac ibadeti sırasında bu programda, 359 bin 359 vatandaş kurbanlarını bize emanet etmiş. Geçen sene bu rakam 280 binmiş. Epeyce bir önde gidiyor. Vatandaşlarımızın bu emanetlerini usulüne uygun bir şekilde yerine getirmeye gayret ediyoruz.” dedi.
Erbaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın da kurbanlarını vekaleten kendilerine emanet ettiğini belirtti.
Kurban Bayramı dolayısıyla kurban organizasyonlarının nasıl yapıldığıyla ilgili soru üzerine Erbaş, öncelikle vatandaşlara kurban ibadetlerini yerine getirmeleri için gereken bilgilendirmeleri yaptıklarını ifade etti.
Suudi Arabistan’da kurban kesimi yapıldığını anlatan Erbaş, “Suudi Arabistan Devleti’nin yapmış olduğu bir organizasyon ile hacılarımızın kurbanları kesiliyor ve kurbanlarının kesildiğine dair kendilerine bilgi veriliyor. Burada bu şekilde gerçekleşiyor.” diye konuştu.
“Türkiye Diyanet Vakfı olarak bu yıl 750 binin üzerinde vekalet bekliyoruz”
Vekaletle kurban kesme konusuna da değinen Erbaş, şunları söyledi:
“Türkiye’de kurbanlarını kendileri kesebilen, kesiyor. Kesemeyen vekaletle bazı vakıflara emanet ediyor. Türkiye Diyanet Vakfı olarak vatandaşlarımızın emanetini en güzel bir şekilde yerine getirmek için yurt içinde ve dışında vekaletle kurban organizasyonu yapıyoruz. Geçen yıl 750 bin kadar hisseyi vatandaşlarımız adına yurt içinde ve dışında yerine getirdik. Bu sene de şu anki gidişata göre 750 binin üzerinde bir vekaletle kurbanın Türkiye Diyanet Vakfına emanet edileceğini bekliyoruz. Yani gidişat onu gösteriyor.”
1 milyon 859 bin hacı adayının başvurusu bulunuyor
Prof. Dr. Erbaş, hac ibadeti kuralarına ilişkin soruya ise erken yazılanların daha erken yaşta hac ibadetlerini yapabildiklerini belirtti. 15-16 yaşında hac için başvuruda bulunan gençlerin, 20-25 yaşında kutsal topraklara gelebildiğini ifade eden Erbaş, hacca gelen gençlerin sayısının her geçen yıl arttığını vurguladı.
Türkiye’de 2025 yılında 159 bin yeni hac müracaatı yapıldığını aktaran Erbaş, toplam 1 milyon 859 bin hacı adayının başvurusunun bulunduğunu kaydetti.
Hac ibadeti için Türkiye’ye ayrılan kontenjanın ilerleyen yıllarda artabileceğine inandığını dile getiren Erbaş, “2024’te en disiplinli hac organizasyonu ödülü almıştık. İnşallah bu yıl da alırız.” dedi.