Published
6 saat agoon
By
admin
Dünya, Rusya-Ukrayna savaşının dördüncü yılında yeni bir barış girişiminin eşiğinde.
15 Mayıs Perşembe günü, İstanbul’da gerçekleşmesi planlanan doğrudan müzakereler, savaşın başlamasından bu yana en somut diplomatik hamlelerden biri olarak görülüyor. Sürecin merkezinde ise yine Türkiye var.
Rusya Devlet Başkanı Putin’in Zafer Günü’nün ardından yaptığı açıklamada, Ukrayna ile doğrudan barış görüşmelerinin 2022’de kesildiği noktadan devam etmesi için İstanbul’u adres göstermesi yeni sürecin kapısını araladı.
Ukrayna lideri Zelenskiy, diplomasi seçeneğini öne çıkararak Rusya’ya açık çağrıda bulundu: “Putin’i Perşembe günü Türkiye’de bekliyorum”
Putin’in bu çağrıya cevabı henüz belirsiz ama Moskova, İstanbul’da ön koşulsuz ve doğrudan müzakereye hazır olduğunu duyurdu.
ABD Başkanı Trump ise İstanbul’da yapılacak görüşmeye atıf yaparak, “Perşembe günü Rusya ve Ukrayna ile yapılacak toplantı çok önemli. Bu toplantıdan iyi şeyler çıkabileceğini düşünüyorum” değerlendirmesini yaptı.
Trump daha sonra, İstanbul’daki görüşmelere katılma olasılığına ilişkin bir soruya, “O anda nerede olacağımı bilmiyorum. Orta Doğu’da bir yerde olacağım ama faydalı olacağını düşünürsem oraya (İstanbul’a) uçabilirim” şeklinde cevap verdi.
Tüm taraflar sürecin başlatılması için en iyi tercihin Türkiye olduğu konusunda hemfikir. Bu tercihin nedenini anlamak için, yalnızca diplomatik geçmişe değil, Türkiye’nin son yıllarda yürüttüğü aktif barış politikasına yakından bakmak gerekiyor.
Konuya dair görüşüne başvurduğumuz Prof. Dr. Levent Ersin Orallı, tarafların Türkiye’yi yeniden tercih etmesini şu sözlerle değerlendiriyor:
“Putin’in doğrudan müzakere teklifinde İstanbul’u önermesi, savaşın dördüncü yılında diplomasiye kapı aralarken bir sembol olarak seçildiğini gösteriyor. Bu, sadece coğrafi değil, aynı zamanda stratejik bir okuma gerektiriyor. İstanbul, 2022 yılında tarafların ilk kez yüz yüze masaya oturduğu şehir olmanın ötesinde, barışın jeopolitik simgesine dönüşüyor.”
Orallı’ya göre Türkiye’nin diplomatik pozisyonu, klasik bir ara bulucunun çok ötesine geçmiş durumda…
“Ukrayna ve Rusya arasında bir barış mümkünse, bu yolun İstanbul’dan geçmesi tesadüf değildir. Türkiye, doğu ile batı, kriz ile çözüm arasında bir diplomatik eşiktir. NATO’ya rağmen Rusya’yla, AB’ye rağmen Ukrayna’yla konuşabilen, aynı anda iki başkente de temas kurabilen bir ülke olarak Türkiye artık bir ‘ara bulucu’ değil, ‘yol açıcı’dır.”
“İstanbul, artık sadece tarafların buluştuğu bir şehir değil; diplomatik niyetin ilk şekillendiği, çözümün ilk haritasının çizildiği yerdir. Bu nedenle Türkiye, küresel krizlerin çözümünde pasif bir kolaylaştırıcı değil, aktif bir tasarımcıdır.”
Prof. Dr. Levent Ersin Orallı
Bu perşembe yapılacak görüşme, Türkiye’nin bu kriz boyunca oynadığı stratejik rolün devamı niteliğinde.
Türkiye, daha önce 29 Mart 2022’de Dolmabahçe’de gerçekleşen barış görüşmelerine de ev sahipliği yapmıştı. O görüşmelerde taraflar, tarafsızlık, güvenlik garantileri ve insani koridorlar gibi başlıklarda ciddi müzakere yürütmüş, Türkiye ise garantör ülkeler arasında yer almayı önermişti.
Aynı zamanda, Temmuz 2022’de imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması, Türkiye’nin etkin ve dengeli dış politikasının en somut çıktılarından biri oldu. İstanbul’da imzalanan bu anlaşma sayesinde:
“Türkiye’nin kurduğu masa, yalnızca askerî ya da siyasi taleplerin tartışıldığı bir alan değildir; o masa aynı zamanda açlığı, yoksulluğu ve göçü de konuşan bir vicdan platformudur.”
Prof. Dr. Levent Ersin Orallı
Bu başarı, Türkiye’nin hem insani hem diplomatik düzeyde oynadığı yapıcı rolün uluslararası kabulünü pekiştirdi.
Orallı, bu sürecin Türkiye’nin barış masasında neden “oyun kurucu” olduğunun en somut kanıtı olduğunu vurguluyor:
“Tahıl Anlaşması, Türkiye’nin diplomasiyle sadece silahları değil, sofraları da koruduğunu gösterdi. Anlaşma, Türkiye’nin taraflar arasında kurduğu güven ortamının ürünüydü. Milyonlarca ton tahıl, Türkiye sayesinde Afrika, Asya ve Orta Doğu’daki açlıkla mücadele eden halklara ulaştırıldı.”
“Türkiye bu süreçte sadece ev sahibi değil; teklif üreten, formül geliştiren, denetleyen bir aktör oldu. Bu da barış görüşmelerinin İstanbul’da cereyan etmesinin bir zorunluluk olduğunu ortaya koyuyor.”
Perşembe günü yapılması planlanan görüşmelerde şu başlıkların öne çıkması bekleniyor:
Tüm bu başlıkların üzerinde müzakere edileceği masanın Türkiye’de kurulması, yalnızca bölgesel dengeler açısından değil, uluslararası diplomasinin yeniden şekillenmesi açısından da tarihi bir dönemece işaret ediyor.
Öte yandan Rusya ile Ukrayna arasında kalıcı barışa giden yol hâlâ belirsizliklerle dolu. Ancak bir gerçek var ki; Türkiye, bu yolda yalnızca mekansal bir tercih değil, aktif ve güvenilir bir partner olarak görülüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ısrarlı ve istikrarlı diplomasisi, Türkiye’yi artık sadece “barış görüşmelerine ev sahipliği yapan ülke” değil, “yeni uluslararası düzende oyun kuran aktör” konumuna taşıyor.
Zelenskiy: Türkiye’de Putin ile bir görüşme yapmayı bekleyeceğiz
Türkiye’de kurulacak barış masası dünya gündeminde
Barış masası yeniden Türkiye'de kurulacak
Beşiktaş'ta Serdar Adalı yeniden başkanlığa seçildi
Putin: Kiev ile görüşmeleri yeniden başlatmak istiyoruz
Türkiye, barış isteyenler için en güvenilir ortaktır