Published
9 saat agoon
By
admin
Sanayi ve teknoloji Bakanı Kacır, JW Marriott’ta, Yapay Zeka Politikaları Derneği (AIPA) tarafından, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla düzenlenen, “AI Tomorrow Summit 2025” etkinliğine katıldı.
Teknolojide kaydedilen ilerlemelerin, üretim modellerinden bireysel yaşam pratiklerine kadar hemen her alanda, kapsamlı bir yeniden yapılanmayı beraberinde getirdiğini anlatan Kacır, yapay zekanın, dijital devrimin tam merkezinde yer aldığını vurguladı.
Yapay zekanın, karar süreçlerini dönüştüren, strateji kurmayı mümkün kılan, öngörü kapasitesini genişleten bir zihin ortağına dönüştüğüne işaret eden Kacır, “Her geçen gün artan veri işleme kapasitesi ve gelişmiş analiz kabiliyetleri sayesinde yapay zeka, akıllı üretim sistemlerinden hassas tarıma, iklim değişikliğiyle mücadeleden eğitim teknolojilerine geniş bir yelpazede, yeniliğin, verimliliğin ve rekabetin önünü açıyor. Bunların yanında yapay zekanın yalnızca fırsatları değil, aynı zamanda yeni riskleri, etik ikilemleri ve toplumsal sınamaları da beraberinde getirdiğini göz ardı etmemek gerekiyor.” diye konuştu.
Kacır, bugün yapay zeka geliştirme süreçlerinin önemli kısmının, kamusal fayda odaklı, etik sorumluluk taşıyan yapıların değil, ticari kazancı önceleyen büyük teknoloji aktörlerinin elinde şekillendiğini söyledi.
Teknoloji savaşlarının ana cephesi haline gelen bu alanda veri hakimiyeti, altyapı üstünlüğü ve küresel platformları kontrol etme kapasitesinin, ülkeler arasındaki makası açtığına dikkati çeken Kacır, yapay zeka geliştiricileri ve uygulayıcıları arasında güvenlik, mahremiyet, adalet ve eşitlik temelinde kullanımın teminat altına alınmasını sağlayacak, ortak bir norm zeminin henüz oluşturulmadığını kaydetti.
Kullanıcılar tarafından yoğun şekilde tercih edilen yapay zeka sistemlerinin, dil ve kültürel çeşitliliği yeterince gözetmeyen homojen veri kümeleriyle beslenmesinin, farklı kültürleri dışlayan ve ifade biçimlerini tek tipleştiren bir düzene kapı araladığının altını çizen Kacır, şunları kaydetti:
“Yapay zekanın, tüm bu sınamalar karşısında, insanlığın huzurunu ve ortak refahını güçlendiren, kapsayıcı bir geleceğe mi hizmet edeceği, yoksa eşitsizlikleri derinleştiren, kültürel çoğulluğu bastıran bir dijital tahakküm aracına mı dönüşeceği, insanlık olarak göstereceğimiz iradeye bağlı. Böyle bir tabloda, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda, adalet ve merhamet ilkelerini merkeze alan bir anlayışla, yapay zeka devrimini insanlık yararına yönlendirmek için güçlü bir irade ortaya koyuyoruz. Ulusal Yapay Zeka Stratejimiz ile yapay zeka ekosistemini daha gelişmiş ve daha rekabetçi bir yapıya kavuşturacak hamleleri belirledik.”
Kacır, TÜBİTAK’ın yapay zeka ekosistem çağrıları ile yapay zeka çözümlerine ihtiyaç duyan şirketlerin, bu alanda teknoloji geliştiren KOBİ’lerin ve araştırma merkezlerinin projelerinin desteklendiğini aktardı. Bu yıl 4’üncüsü açılan çağrıya ilişkin bilgi veren Kacır, çağrı ile akıllı üretim sistemleri, akıllı tarım, gıda ve hayvancılık, finans teknolojileri, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik, akıllı eğitim teknoloji başlıklarında yapay zeka çözümlerine ihtiyaç duyan şirketlerin, ülkenin araştırma ve inovasyon altyapısının birikiminden etkin faydalanmasını sağlayacaklarını dile getirdi.
Yapay zekanın, mevcut işgücünün yarıdan fazlasını oluşturan işleri büyük oranda değiştireceğinin farkında olunması gerektiğine işaret eden Kacır, bu anlayışla Teknofest, Deneyap Teknoloji Atölyeleri ve Sektör Kampüste gibi programlarla gençleri yapay zeka çağının gerektirdiği yetkinliklerle buluşturduklarını belirtti.
Kacır, yapay zeka teknolojilerinin yüksek işlem gücüyle etkili biçimde üretilebilmesi, uygulanabilmesi ve verimli sonuçlar doğurabilmesi için gereken altyapıyı da inşa ettiklerine değinerek, 35 bin dizüstü bilgisayara denk gelen bilgi işlem kapasitesi ile dünyanın en güçlü 500 süper bilgisayarı arasında yer alan ARF’in geçen yıl devreye alındığı hatırlattı.
Savunma sanayisinden ilaç geliştirmeye, üretim teknolojilerinden hastalıkların erken teşhisine, pek çok stratejik alanda yürütülen yüksek yoğunluklu simülasyonların hızlı, güvenli ve verileri Türkiye’de kalacak şekilde gerçekleştirilmesine imkan sağlandığını bildiren Kacır, bu kapasiteyi daha da ileri taşımak için, özellikle veri analitiği ve yapay zeka uygulamaları için yüksek performanslı grafik işlemcilerle donatılmış ARF-ACC altyapısının da hizmete sunulduğunu aktardı.
Yaklaşık 380 bin dizüstü bilgisayara eşdeğer işlem gücüne sahip MareNostrum 5’i, Avrupa Yüksek Başarımlı Hesaplama Konsorsiyumuna (EuroHPC) ortak olarak araştırmacıların kullanımına sunduklarını hatırlatan Kacır, şöyle devam etti:
“Çok kısa bir sürede, süper bilgisayar altyapımızı yeni nesil grafik işlemci birimleriyle güçlendirerek işlem kapasitemizi üç katına çıkarmayı, böylece yapay zeka alanındaki ileri seviye projelere yüksek destek sağlamayı hedefliyoruz. Güçlü altyapı yatırımlarıyla, desteklerimizle ve nitelikli insan kaynağımızla, Türkiye’nin yapay zeka yolculuğunu bütüncül ve stratejik bir vizyonla şekillendiriyoruz. Bu yaklaşımın önemli bir çıktısı olarak gördüğümüz, ülkemizin ilk temel yapay zeka büyük dil modelinde önemli mesafe kat ettik. Proje kapsamında TÜBİTAK BİLGEM Yapay Zeka Enstitümüz, dijital içerikler, kamuya açık veri setleri ve kurumsal kaynaklardan 1 trilyon tokenlık veri derledi.”
Kacır, bu modelleri yalnızca metinle sınırlı bırakmadan, görüntü ve ses gibi çoklu veri türlerini birlikte işleyebilen, çok modlu yapay zeka sistemlerine dönüştürmek üzere çalışmalara devam ettiklerini anlattı.
Bu sayede yalnızca yerli ve özgün teknoloji üretme kapasitesini değil, aynı zamanda dilin ve kültürün zenginliğine de dijital geleceğe taşıdıkların vurgulayan Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:
“Yerli ve özgün yeni yapay zeka modellerinin doğmasını sağlayacak girişimleri, somut adımlarla desteklemeye devam edeceğiz. Türkiye’nin yapay zeka alanında söz sahibi ülkelerden olması adına, stratejik hamlelerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu alanda bilimsel yayın sayısında dünyada 16. sıradayız ve bu alanda hızla ilk 10 ülke arasına girmeyi sağlayacağız. Güçlü teknoloji geliştirme altyapımız ve nitelikli insan kaynağımızla, yapay zekanın etik değerler doğrultusunda ilerlemesini savunmaya devam edeceğiz.”
AIPA Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu, AI Tomorrow Summit’in, alanında Türkiye’nin en kapsamlı zirvesi olduğunu söyledi. Ülkelerin, yapay zeka alanında attığı adımlar hakkında bilgi veren Küçükşabanoğlu, böyle bir atmosferde, Türkiye’nin de yapay zekada büyük bir atılım yapması gerektiğini vurguladı.
Küçükşabanoğlu, Türkiye’nin yapay zekadaki en büyük kozunun genç nüfusu olduğunu dikkati çekerek, “Gençlerimizi anlar, onlara zemin hazırlar ve yapay zekaya olan ilgilerini bilgiye dönüştürebilirsek, Türkiye yapay zeka liginde 40’lı sıralardan ilk 20’ye girebilir. Bunu hep birlikte başaracağız. Nasıl enerjinin, tarımın, sağlığın ve daha birçok konunun politikaları varsa artık tüm alanların yapay zekayla ilgili politikaları acilen belirlenmeli ve istikrarlı şekilde uygulanmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Yapay zekayla ilgili politikaların başında da eğitimin gelmesi gerektiğinin altını çizen Küçükşabanoğlu, “Bizler, Türkiye’de yapay zeka üniversitesinin açılmasını istiyoruz. Hatta isminin de ‘Ordinaryüs Profesör Cahit Arf’ olmasını öneriyoruz. Bu adımların atılması, Türkiye için bir lüks değil, ihtiyaçtır. Türkiye gibi 100 yılı devirmiş iddialı bir ülke için dünyadaki 2. yapay zeka üniversitesini açmak çok yakışacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
BM: Gazze’de son bir haftada 161 binden fazla kişi zorla yerinden edildi
ABD’de Filistinli aktivist Halil, yeni doğan bebeğini bir ay sonra ilk kez kucağına aldı
ABD’de bir federal yargıç, Trump’ın Eğitim Bakanlığı’nı kapatma kararını durdurdu
ASELSAN, yapay zekayla 35 milyon dolarlık verimlilik artışı sağladı
Yapay zeka herkes için erişilebilir olmalı
Aile sadece geçmişin değil sağlıklı bir geleceğin de teminatı