Son Dakika
Lozan, Türkiye’nin tapusudur ve bir kazanımdır
Published
9 saat agoon
By
admin
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Habertürk TV’de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Terörle mücadele konusunda Türkiye’nin çok yetkin bir geçmişi olduğunu anımsatan Çelik, iktidara geldikleri dönemde, sert güç unsurlarının yanı sıra terörden vazgeçirme, ikna etme metotlarının ve bunu teşvik etmeyle ilgili düzenlemelerin gündemde olduğunu belirtti.
Terörün sonlandırılmasıyla ilgili, “Kim bu işi çözmeye kalktıysa, o yolda ilerlediyse, mutlaka başına bir şey gelmiştir, gelir” algısının yaygın olduğuna ilişkin yöneltilen soruya Çelik, “Bugün sivil siyaset konsolide halde. Demokratik siyasetin meşruiyetine gölge düşürecek herhangi bir vesayetçi odak yok. Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde teşebbüs edildiğini söylüyorum” dedi.
AK Parti’nin konuya mesafeli durduğuna dair söylemlere ilişkin Çelik, “‘AK Parti bu meseleye mesafeliydi’ denmesini çürüten bir şey var. Daha öncesinde, başbakanlığı döneminde demokratik çözüm sürecini AK Parti yapmış. Bu sürecin, devletin yumuşak güç unsurlarının kullanılması konusu AK Parti politikalarının zaten bir parçası. Bunun zamanlamasıyla, ritmiyle, diliyle ilgili bir tecrübemiz var. Bu meseleye hangi uluslararası odakların ne zaman, ne şekilde müdahale edebileceğini, karşımızdaki yapının çeşitli unsurlarının bunu nasıl başka yerlere çekebileceğini görüyoruz. Bu meselede her zaman hassasiyetle durduğumuzu Cumhurbaşkanımız da Devlet Bahçeli de ifade ediyor. Siyasi sabotaja maalesef açık bir mesele. Siyasi sabotajlar konusunda son derece hassas davranmak lazım” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’ye silah çekilmesi halinde operasyon yapılır”
Çelik, “Dünyanın tamamı iyileşse, Orta Doğu iyileşmeyebiliyor. Dünyanın tamamı kötüleşse, Orta Doğu’da bazen iyi gelişmeler olabiliyor. Türkiye’yle son yıllarda doğrudan karşı karşıya gelemeyenlerin bu tip unsurları kullandığını görüyoruz. Onun için odağımızı terör örgütünün silah bırakması ve kendisini feshetmesi noktasında, bu siyasi sabotajları da engelleyecek şekilde tutmalıyız” değerlendirmesini yaptı.
Cumhur İttifakı’nın bu konuda ortak fikriyatı, duruşu olduğunu söyleyen Çelik, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de sürecin önünü açtığını, doğru yönlendirmelerle müdahale ederek diri tutulmasını sağladığını aktardı.
Çelik, “Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) operasyon yapmaz mı?” sorusuna, “Türkiye’ye silah çekilmesi halinde operasyon yapılır. Türkiye’ye karşı silah bırakma eğiliminde, somutlaşmasında olana karşı silah çekilmez ama Türkiye’ye, milletimize silah çekilirse kim olursa olsun, bu süreçten bağımsız olarak da söylüyorum” yanıtını verdi.
Terörsüz Türkiye’nin bir devlet politikası olduğunu vurgulayan Çelik, terör örgütünün silah bırakmasına ilişkin, “Silah bırakma meselesi pasif duruma geçme gibi anlaşılabilir. Bu, silahların teslim edilmesi anlamındadır. Buradaki mevzu, örgütün feshetmesi ve silahlarını teslim etmesidir. Bizim anladığımız, anlaşılması gereken budur” dedi.
“Lozan, Türkiye’nin tapusudur ve bir kazanımdır”
Çelik, “Bu sürecin bütün boyutlarını, bağlantılarını görebiliyoruz. İyimserliğimiz şudur ki kararlılığımızdan vazgeçmiyoruz. Bu silah bırakma sürecinin var olmasıyla ilgili şunu görmek lazım. Bir süreci yönetmeliyiz, bir de sabotajların olmamasını sağlayıp, sabotajlar vasıtasıyla fesih ve silah bırakma sürecini rayından çıkarmaya çalışanlara dikkat etmek zorundayız. Bu, binlerce detayı olan bir konu ama bizim zihnimiz berrak. ‘Silah bıraktım.’ meselesinin söz olarak ifade edilmesi değil, sahada bunun somut olarak görülmesi lazım. Bunun ayları geçmeyen bir süre içerisinde gerçekleşmesi lazım, öbür türlü sabotaja açık hale gelir. Öbür türlüsü bizim açımızdan sözlerin tutulmasına dönük gri alanlar oluşturma olarak değerlendirilir” diye konuştu.
Lozan Antlaşması’yla ilgili, yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına bakılması gerektiğini belirten Çelik, “Bizim Lozan konusunda ne düşündüğümüz ortadadır. Lozan Türkiye’nin tapusudur ve bir kazanımdır. Entelektüel düzeyde, siyaset bilimciler düzeyinde, tarihte tartışılmayan olay, siyasi figür yoktur. Lozan’a böyle bakan da var, öbür türlü bakanlar da var” diye konuştu.
Çelik, soykırım ifadesini de hiçbir şekilde kabul etmediklerini söyledi.
“Genel olarak DEM Parti’nin yürüttüğü siyasi istişare süreci önemlidir”
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın korucularla ilgili açıklamasının sorulması üzerine Çelik, “Bu süreçte çift taraflı yanlış anlaşılabilecek kötü manalı açıklamalardan kaçınmak lazım. Bizim odaklandığımız yer silah bırakma ve fesih meselesidir” dedi.
Ömer Çelik, “Şehit ailelerimizi incitecek hiçbir adım atmayız. Canlarını feda eden askerlerimiz, polislerimiz, jandarmalarımız, güvenlik korucularımız ve gazilerimiz, bu ülke bölünmesin, dünyanın şerefli ve bağımsız milletlerinden biri olarak yaşayalım diye bu mücadeleyi verdiler” şeklinde konuştu.
“Geçmişte şu partiyle sert polemikleriniz oldu, şimdi yumuşak dille gidiyorsunuz” gibi söylemlerin olduğunu belirten Çelik, “Buradaki ölçümüz belli; terör örgütünün desteklenmesi, terörist faaliyetlerle mesafe koyulmaması durumunda burada siyasi bir muhataplık üretmiyoruz. Terör örgütünün feshedilmesi ve silah bırakılması gibi demokrasiye, ortak geleceğimize katkı sağlayan bir yaklaşım olduğu zaman burada bütün siyasi kanalları açıyoruz. ‘Silah bırakılsın, terör Türkiye’nin gündeminden çıksın.’ dendiğinde oturulur konuşulur. Genel olarak DEM Parti’nin yürüttüğü siyasi istişare süreci, bu konuya dönük hassasiyet üretme titizliği önemlidir. Birkaç açıklama haricinde ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını görüyorum” dedi.
“Özgür Bey’in şimdiye kadar olayın çatısı ile ilgili yaklaşımları pozitif”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yorumlarına ilişkin Çelik, “Özgür Bey’in şimdiye kadar olayın çatısı ile ilgili yaklaşımları pozitif. ‘Terör Türkiye’nin gündeminden çıkacaksa destek veririz.’ cümlesi tabii ki takdir edilmesi gereken bir cümle. Bu yüksek siyaset meselesidir. Özgür Bey’in bu ifadesini değerli bulurum. Bu sürece ne kadar çok katkı verilirse o kadar değerlidir. Sayın Cumhurbaşkanımız Özgür Bey’e de grup konuşmasında teşekkür etti. Sayın Özel’in bu teşekküre karşılığı pek hoş olmadı ama biz sonuç olarak şunu görüyoruz, bu Terörsüz Türkiye konusundaki odağımızı kaybetmeyelim” değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, CHP’yle ilgili bir temas olup olmayacağına ilişkin, “Tabii ki temas olur, Meclis’teki mekanizmalar çalışır” dedi.
Terör meselesinin vicdan, izan, akıl ve hikmetle yönetilmesi gerektiğini aktaran Çelik, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti gündemine hakimdir, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Devlet Bahçeli ne yaptığını biliyor. Onların vatanseverliği sorgulanamaz” ifadesini kullandı.
Çelik, kayyum atanan belediyelerle ilgili, “Yargısal süreç hakkında takdir ve yorumda bulunamam. Terör örgütünün terör örgütü olduğu zamanda bir işbirliği, bir iltisak varsa bu tabii ki değerlendirilecek. Tarihi ne olursa olsun zaman aşımına uğramamışsa terörle işbirliğidir. Terör örgütünün varlığı ortadan kalktıktan sonra pek çok şeyin yerli yerine oturmasını sağlayacak” diye konuştu.
Özgür Özel’in, “Bu meseleyi Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi siyasi çıkarları için kullanacaktır.” sözünü de eleştiren Çelik, “Ne siyasi çıkarı? Bütün o sürecin sonucunda ‘Seni Başkan yaptırmayacağız.’ kampanyasıyla karşılaştı. Burada siyasi bir çıkar yok. Buradan doğacak bir siyasi çıkar varsa CHP de tutsun, Terörsüz Türkiye’ye tam destek versin, o da siyasi çıkarını elde edecek zaten. Bunu bu tip polemiklerin içinde boğmamak lazım. Burada Cumhur İttifakı’nın dili kadar CHP’nin verdiği, DEM Parti’nin ve diğer verilen destekler Terörsüz Türkiye süreci açısından kıymetlidir” dedi.
“CHP’ye göre memleket yönetmeye kalksak ayda bir seçim yapılması lazım”
Özgür Özel’in “ara seçim”e ilişkin açıklamalarının sorulması üzerine Çelik, “Şimdi buradaki mevzu şu; Vatandaş seçim yapmış ve meselelerinin çözülmesi için bir irade ortaya koymuş. Aradan çok kısa bir zaman geçmiş, diyor ki ‘Seçime gidelim.’ Bu oyuncak değil ki. Biz CHP’ye göre memleket yönetmeye kalksak onların kurultaylar partisi olması gibi ayda bir seçim yapılması lazım. Onlar alışmışlar sürekli olarak çözemedikleri meseleleri kurultaya götürmeye, sürekli kendi aralarında tekrar tekrar oylamaya. Öyle bir şey yok” dedi.
Çelik, yolsuzluk soruşturmasında tutuklanarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’yla ilgili, “İmamoğlu meselesinin topluma anlatılabildiğini düşünüyor musunuz?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Burada yargısal bir süreç yürüyor. Yargısal süreçle ilgili olarak CHP’nin içinde olmadığımız konulara bizi karıştırması ve birtakım eleştirileri var. Biz de şunu soruyoruz ona, Sayın Özgür Özel’e diyoruz, ‘Tek tek yaz maddeleri yukarıdan aşağıya. Çık toplumun önüne, bütün bu maddelere kefil misin, değil misin?’ diye. Biz de kendi tezimizi anlatıyoruz. Bu konuda problem görmüyoruz. Problem görünüyor ya da Sayın Özgür Özel’in deyişiyle, ‘Moral üstünlük bizde.’ dediği meselede tam tersi bir mesele görüyorum. CHP’nin böyle marjinal bir duruma düşmesi Türkiye için iyi değil. Karşımızdaki partinin başarısız bir duruma düşmesini tabii ki kendi partim, ittifakım açısından düşündüğümde iyi görürüm ama CHP’nin bu kadar marjinal bir yere savrulması genel siyasi sistem içerisinde bence çok iyi bir şey değil. Neyi konuşursanız konuşun aynı konunun üzerinden getiriyor. CHP’de sağlıklı bir yönetimden çok bir vesayet görüntüsü veriyor.”
Sırrı Süreyya Önder için AKM’de düzenlenen törenin ardından Özel’e yönelik gerçekleştirilen saldırıyla ilgili de Çelik, “Bu, hiçbir şekilde kabul edilemez ve lanetli bir saldırıdır. Tüm yönleriyle bunun karşısındayız. Buna hem emniyet bakıyor, ayrıca istihbari açıdan, ne bağlantısı var, kiminle görüşmüş, ne yapmış, ne etmiş? Hem emniyet istihbarat hem MİT bu soruşturmayı yürütüyor. Ortaya çıktığı zaman bu hem yargıya intikal edecek hem de biz paylaşırız” diye konuştu.
Çelik, en çok üstünde durdukları konunun sivil siyasetin güvenliği olduğunu ve o yumruğu siyaset kurumuna atılmış bir yumruk olarak gördüklerini söyledi.
“Barış kelimesine kimse karşı çıkamıyor”
İstanbul’da Rusya ile Ukrayna arasında gerçekleşen barış müzakereleriyle ilgili de Çelik, “Artık şu görülüyor. Yeni bir safhaya geçildi. Kimse barışı reddedemiyor. Önceden savaşın niçin devam etmesi gerektiğiyle ilgili gerek Rusya gerek Ukrayna gerek Avrupalılar tarafından çok sayıda söz söyleniyordu. Daha önce konuştuk. Çok anormal bir şeydi Avrupa’dan bu kadar çok savaşın devam etmesi gerektiğine dair cümle kurulması. Şimdi bu barış kelimesine kimse karşı çıkamıyor” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi iki tarafla da konuşan kimse olmadığını söyleyen Çelik, söz konusu görüşmelerde Erdoğan’ın moderatörlüğünün herkes açısından olmazsa olmaz olduğunu kaydetti.
İlgili
You may like
-
Bir arı, yüzlerce kişiyi yolda bıraktı
-
Dünyada bir ilk: Adana’da Su Ürünleri Organize Tarım Bölgesi kurulacak
-
Önceliğimiz tam, koşulsuz ve dürüst bir ateşkes
-
Hamas: İsraillilerin saldırıları, Batı Şeria’yı ilhak ve zorla göç ettirme planının bir parçası
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ukrayna’da silahların susması için kritik bir virajdayız
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ukrayna’da silahların susması için kritik bir virajdayız